Polinöropati

Polinöropati nedir?

Polinöropati vücuttaki sinirlerin işlevlerini kaybetmesine neden olan bir hastalıktır. Vücudumuzdaki her organ (kalp, deri, göz, bağırsaklar, kaslar, mesane vs) beyin ve omurilikten uyarılar olarak normal işlevlerini sürdürür. Bu uyarılar beyin ve omurilikten çıkan sinirler tarafından sağlanmaktadır. Sinirlerin görevi gelen elektriksel uyarıları hedefine ulaştıracak kimyasal ve elektriksel değişimleri sağlamaktır. Sinirler işlevini oldukça karmaşık biyokimyasal reaksiyonlar sayesinde yerine getirmektedir. Bu karmaşık reaksiyonları engelleyebilecek kimyasal veya yapısal değişiklikler uyarıların hedefine ulaşmasını engellemektedir. Bu durumda hastada kas sinirinde hasar oluşması durumunda güç kaybı, deri duyusunu alan sinirlerde hasar oluşması durumunda uyuşma, duyu kusuru ve dengesizlik, göz sinirinde bir sorun oluşması durumunda çift görmeler, yüz sinirinde bir sorun oluşması durumunda yüz felçleri oluşur. Kısaca polinöropatide tutulan sinirin işlevini kaybetmesine bağlı değişik nörolojik kayıplar oluşmaktadır. Polinöropati tek bir hastalık değildir. Bir çok polinöropati tipi vardır ve başka hastalıkların seyrinde de polinöropati oluşabilir.

Polinöropatinin belirtileri nedir?

Polinöropatilerde kollarda ya da bacaklarda güç kaybı, uyuşma, yanma ve ağrı izlenmekle birlikte kabızlık, idrar başlatamama veya tutamama, çift görme gibi yakınmalar da olabilmektedir.

Polinöropatiler neden oluşur?

Sinir hasarı siniri tutan dahili hastalıklardan olabileceği gibi herhangi başka bir neden olmaksızın sadece sinirin tutulduğu hastalıklardan da ortaya çıkabilmektedir. Sinirlerin bağışıklık sisteminin yanlış çalışması nedeni ile ortaya çıkan nörolojik hastalıkları da polinöropati yapabilir. Bunlar arasında Guillain-Barre sendromu, kronik inflamatuar demiyelinizan polinöropati (CIDP), MADSAM, DADS gibi hastalıklar vardır. Dahili hastalıklar içinde polinöropatiye sebep olan hastalıkların başında diyabet bulunmaktadır. Diyabette sinirlere giden kılcal damarların tıkanması sonucunda sinir hücrelerinde kayıp izlenmektedir. Bunun dışında romatoid artrit, poliarteritis nodoza (PAN), wegener granülomatozu, sistemik lupus eritematosus (SLE) gibi romatolojik hastalıkların seyrinde de polinöropati izlenebilir. Ayrıca kanser de uzak etki ile polinöropati yapabilmektedir. Bazı hastalarda kanserin belirtilerinden daha önce nörolojik bulgular ortaya çıkabilir. Ayrıca genetik nedenli polinöropatiler de vardır. Bunlarda hastalar sinir hasarına yatkınlık yaratan genlere sahiptir ve bu hastaların ailelerinde de polinöropati bulunmaktadır. Bu grup hastalıklar genetik olmasına rağmen ileri yaşta da ortaya çıkabilir. Nadiren polinöropatiler mikrobik bir nedenle de olabilmektedir. Bunlar içinde lyme hastalığı, HIV ve lepra sayılabilir. Sarkoidoz ve tiroid hastalıkları da polinöropatiye neden olabilmektedir. Bu sayılanlar dışında daha nadir olarak izlenen polinöropati nedenleri de vardır. Herşeye rağmen çok ileri düzeyde araştırmalar yapılsa bile dört hastanın birinde altta yatan bir neden bulunamayabilir.

Diyabete bağlı polinöropatinin belirtileri nedir?

Diyabet oldukça farklı polinöropatilere neden olabilir. En sık olarak izleneni ayakta ve elde uyuşma ve yanmanın izlendiği tipidir. Buna bazen kol ve bacakta güç kayıpları da eşlik edebilmektedir. Bu hastalarda otonom sinirlerin tutulması sonucunda iktidarsızlık, ayağa hızlı kalkma ile oluşan tansiyon düşmeleri, kabızlık gibi bulgular da olabilir. Diyabetik polinöropatiler bazen farklı yerlerdeki sinirleri de tutabilir. Bunlar içinde göz sinirleri önemli bir yer tutar. Göz sinirlerinin tutulumu sıklıkla gözde ağrı ile başlayan çift görmeler şeklinde olmaktadır. Diyabet, sinirleri tek tek tutmanın dışında ayrıca karın içinde veya koltuk altındaki sinir yumaklarını (pleksus) da tutabilmektedir. Buna diyabete bağlı pleksopati ismi verilir. Diyabet sıklıkla gövdeye uzak bölgelerdeki sinirlerin tutulmasına neden olmakla birlikte bazen gövdeye yakın sinirleri de tutabilir.

Sinir biyopsisi niçin yapılır?

Polinöropati yapan nedenin tam olarak belirlenememesi durumunda, özellikle nedeninin damar iltihabı ile giden bir durum olabilmesi durumunda biyopsi yapılması gerekebilir. Biyopsi genellikle bacaktaki duyu sinirinden lokal anestezi altında yapılmaktadır. Biyopsi için bir duyu siniri kesildiği için ayak üzerinde kalıcı his kaybı gelişir ancak bu hastalarda ciddi bir işlevsel kayıp yapmamaktadır. Şüphelenilen hastalığa göre kas biyopsisinin de yapılması gerekebilir.

Polinöropati nasıl tedavi edilir?

Polinöropatide tedavi altta yatan bir neden varsa (romatolojik, iltihabi, mikrobik vs) öncelikle bunun ortadan kaldırılması şeklinde olmalıdır. Eğer sadece sinirin iltihabi bir hastalığının izlendiği bir durum varsa (Guillain-Barre sendromu, CIDP vs) bağışıklık sistemini baskılayıcı ya da düzenleyici tedaviler kullanılmaktadır. bu maksatla en sık kullanılan tedavi kortizon tedavisidir. Kortizon tedavisinin etkisiz olduğu durumlarda intravenöz immünglobulin (IVIG), kan değişim tedavisi (plazmaferez) de kullanılabilir. Seçilen tedavi hastalığın hangi tip polinöropati olduğu, hastanın yaşı, başka bir hastalığının olup olmadığı ve bulguları ile yakından ilintilidir. Uzun dönemde iltihapla giden polinöropatilerde azatioprin, siklofosfamid gibi güçlü bağışıklık baskılayıcı tedavilere de gereksinim duyulabilir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR

Uyuşma ve karıncalanma

Titreme (tremor)

Karpal tünel sendromu

Beyin omurilik sıvısı (BOS, bel suyu) incelemesi